Translate

24 Aralık 2013 Salı

Tek bir sperm dünyaya bedel



Uzmanlar, gün geçtikçe sperm sayısının  azaldığına, hatta pek çok erkekte "Azoospermi" denilen, menide hiç sperm bulunmaması durumunun çokça  görüldüğüne dikkat çekiyorlar.

Tabii bu soruna karşı tıp dünyası boş durmuyor. Eskilerde menisinde canlı sperm bulunmadığı için "baba olamazsın" denen erkekler, şimdi  testislerindeki spermlerle çocuklarını kucaklarına alabiliyorlar.


 Kısırlık sorunu sebebiyle tüp bebek merkezlerine giden çiftlerin büyük bir çoğunluğunu artık erkekler oluşturuyor. Bunun sebebi de, dünyada ve ülkemizde erkeklerin sperm sayısının azalması. Son yıllarda  ısının artışı, endüstri ile inşaat sektöründeki hızlı büyüme, sigara ve alkol kullanımında artış, iş ortamında aşırı stres gibi etkenler sperm üretimini tehdit ediyor. Erkek kısırlığındaki en büyük problem ise, "Azoospermi", yani menide hiç sperm görülmemesi.
Birkaç yıl öncesine dek  spermi olmayan erkeklerin çocuk sahibi olması imkansız görülüyordu. Adeta sperm avı yapan uzmanlar, tek bir spermin üstüne gitti ve bundan faydalanabilmenin olanaklarını aradı. Sonunda da buldular da. Artık "azoospermik" erkekler  ilaç tedavisi veya mikro tese yöntemleriyle çocuk sahibi olma ihtimalini yakalayabiliyorlar.

Doktora ne zaman gidilmeli?
Çocuk sahibi olmayan erkeklerin aklına öncelikle şu soru geliyor: "Doktora ne zaman başvurmalıyım?" Uzmanlara göre bir yıl boyunca, hiç bir  korunma yöntemi uygulamadan düzenli cinsel ilişkiye  rağmen çocuk sahibi olamadıysanız, eşinizle birlikte doktora başvurmanızı öneriyor. Şimdilerde evliliklerin çoğu  30 yaş üzerinde gerçekleşiyor. Söylendiği gibi ilerleyen yaş da tüp bebek  başarısını olumsuz yönde etkiliyor. Dolayısıyla, kendinizde şüphe ettiğiniz bir takım sorunlar varsa, konunun uzmanına başvurmakta yarar var. Gelelim muayene aşamasında sizleri nelerin beklediğine.

Adım adım tanıya doğru
Erkeklerde inmemiş testisler, ergenlik çağında geçirilen kabakulak veya travmalar,  üreme sağlığını olumsuz yönde etkileyen sebeplerden. Dolayısıyla muayenenin ilk safhasında, doktorunuz, çocukluk çağından başlayarak geçirdiğiniz hastalıklar hakkında sizden detaylı bilgiler istiyor. Bunlardan başka kemoterapi veya radyoterapi  görüp görmediğiniz, antidepresan veya mide için ilaçlar kullanıp kullanmadığınız yine doktorunuz tarafından sorgulanıyor. Sağlık öykünüzle ilgili bilgiler öğrenildikten sonra fizik muayene, hormon tahlilleri ve genetik incelemelere başvuruluyor. Spermiyogram infertilite (sperm testi) araştırmasında mutlaka yapılması gereken testlerin başında geliyor.

Spermlerinizin durumu ne?
Spermiyogramda dikkate alınan üç unsur var: Sperm sayısı, şekli ve hareket durumları. Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği ölçümlere göre, çocuk sahibi olabilmek için  sperm sayınızın 20 milyondan fazla olması gerekiyor. Hareket kabiliyetine sahip spermlerin de en az yüzde 50'nin üzerinde olmalı. Bu testler aynı zamanda meni miktarı da değerlendiriliyor. Sağlıklı bir erkek menisinde en az 2 mililitre sıvı bulunmalı. Bu miktarın altında ölçülen değerler, hormon eksikliğine,  kanallarda tıkanıklığa veya bu kanalların doğuştan itibaren olmadığına işaret ediyor. Bu durumda ise tıp dünyasında yaşanan gelişmeler devreye giriyor.

 Erkelerde tek bir sperm bile artık baba olmaya imkan veriyor. Bu sperm mikroenjeksiyon yöntemiyle anne rahmine aktarılıyor. Ancak verilen meni  çok dikkatli incelenmezse, az olan spermler gözden kaçabiliyor. Bu nedenle spermiyogramın  güvenilir bir laboratuarda ve farklı zamanlarda birden fazla yaptırılması gerekiyor. "Örneğin birçok kez sperm tahlili uygulanmış ve hiç sperm bulunamamış erkeklerin yaklaşık yüzde 15'inde santrfüj (yıkama tekniği) sonrası çok az sayıda da  sperme rastlanabiliyor. Birkaç kez yapılan spermiyogram analizinde veya sperm yıkama öncesi ve sonrasında ki incelemelerde hiç sperme rastlanmazsa, Azoospermi tanısı konuyor. Azoospermide altta yatan sebeplere bağlı olarak  ilaç tedavisi veya mikro tese yönteminden yararlanılıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder