Uzmanlar, gün geçtikçe sperm sayısının azaldığına, hatta pek çok erkekte "Azoospermi" denilen, menide hiç sperm bulunmaması durumunun çokça görüldüğüne dikkat çekiyorlar.
Tabii bu soruna karşı tıp dünyası boş durmuyor. Eskilerde
menisinde canlı sperm bulunmadığı için "baba olamazsın" denen
erkekler, şimdi testislerindeki spermlerle
çocuklarını kucaklarına alabiliyorlar.
Kısırlık sorunu
sebebiyle tüp bebek merkezlerine giden çiftlerin büyük bir çoğunluğunu artık
erkekler oluşturuyor. Bunun sebebi de, dünyada ve ülkemizde erkeklerin sperm
sayısının azalması. Son yıllarda ısının
artışı, endüstri ile inşaat sektöründeki hızlı büyüme, sigara ve alkol kullanımında
artış, iş ortamında aşırı stres gibi etkenler sperm üretimini tehdit ediyor. Erkek
kısırlığındaki en büyük problem ise, "Azoospermi", yani menide hiç
sperm görülmemesi.
Birkaç yıl öncesine dek spermi olmayan erkeklerin çocuk sahibi olması
imkansız görülüyordu. Adeta sperm avı yapan uzmanlar, tek bir spermin üstüne
gitti ve bundan faydalanabilmenin olanaklarını aradı. Sonunda da buldular da. Artık
"azoospermik" erkekler ilaç
tedavisi veya mikro tese yöntemleriyle çocuk sahibi olma ihtimalini
yakalayabiliyorlar.
Doktora ne zaman gidilmeli?
Çocuk sahibi olmayan erkeklerin aklına öncelikle şu soru
geliyor: "Doktora ne zaman başvurmalıyım?" Uzmanlara göre bir yıl
boyunca, hiç bir korunma yöntemi
uygulamadan düzenli cinsel ilişkiye
rağmen çocuk sahibi olamadıysanız, eşinizle birlikte doktora başvurmanızı
öneriyor. Şimdilerde evliliklerin çoğu 30 yaş üzerinde gerçekleşiyor. Söylendiği gibi
ilerleyen yaş da tüp bebek başarısını
olumsuz yönde etkiliyor. Dolayısıyla, kendinizde şüphe ettiğiniz bir takım sorunlar
varsa, konunun uzmanına başvurmakta yarar var. Gelelim muayene aşamasında
sizleri nelerin beklediğine.
Adım adım tanıya doğru
Erkeklerde inmemiş testisler, ergenlik çağında geçirilen kabakulak
veya travmalar, üreme sağlığını olumsuz
yönde etkileyen sebeplerden. Dolayısıyla muayenenin ilk safhasında, doktorunuz,
çocukluk çağından başlayarak geçirdiğiniz hastalıklar hakkında sizden detaylı
bilgiler istiyor. Bunlardan başka kemoterapi veya radyoterapi görüp görmediğiniz, antidepresan veya mide
için ilaçlar kullanıp kullanmadığınız yine doktorunuz tarafından sorgulanıyor.
Sağlık öykünüzle ilgili bilgiler öğrenildikten sonra fizik muayene, hormon
tahlilleri ve genetik incelemelere başvuruluyor. Spermiyogram infertilite
(sperm testi) araştırmasında mutlaka yapılması gereken testlerin başında
geliyor.
Spermlerinizin durumu ne?
Spermiyogramda dikkate alınan üç unsur var: Sperm sayısı,
şekli ve hareket durumları. Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği ölçümlere göre,
çocuk sahibi olabilmek için sperm
sayınızın 20 milyondan fazla olması gerekiyor. Hareket kabiliyetine sahip
spermlerin de en az yüzde 50'nin üzerinde olmalı. Bu testler aynı zamanda meni
miktarı da değerlendiriliyor. Sağlıklı bir erkek menisinde en az 2 mililitre
sıvı bulunmalı. Bu miktarın altında ölçülen değerler, hormon eksikliğine, kanallarda tıkanıklığa veya bu kanalların
doğuştan itibaren olmadığına işaret ediyor. Bu durumda ise tıp dünyasında
yaşanan gelişmeler devreye giriyor.
Erkelerde tek bir
sperm bile artık baba olmaya imkan veriyor. Bu sperm mikroenjeksiyon yöntemiyle
anne rahmine aktarılıyor. Ancak verilen meni çok dikkatli incelenmezse, az olan spermler
gözden kaçabiliyor. Bu nedenle spermiyogramın güvenilir bir laboratuarda ve farklı
zamanlarda birden fazla yaptırılması gerekiyor. "Örneğin birçok kez sperm tahlili
uygulanmış ve hiç sperm bulunamamış erkeklerin yaklaşık yüzde 15'inde santrfüj
(yıkama tekniği) sonrası çok az sayıda da
sperme rastlanabiliyor. Birkaç kez yapılan spermiyogram analizinde veya
sperm yıkama öncesi ve sonrasında ki incelemelerde hiç sperme rastlanmazsa,
Azoospermi tanısı konuyor. Azoospermide altta yatan sebeplere bağlı olarak ilaç tedavisi veya mikro tese yönteminden
yararlanılıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder